Gazze, son yıllarda siyasi gerginlikler ve çatışmalar sebebiyle büyük bir insani krizle karşı karşıya. Bölgenin temel sağlık hizmetlerine erişiminde yaşanan sıkıntılar, gün geçtikçe derinleşiyor. Lübnan'dan getirilen insani yardımların sınırlı olması ve yerel kaynakların yetersizliği nedeniyle, Gazze'deki hastaneler neredeyse tamamen ilaçsız kalmış durumda. Sağlık çalışanları, hastaları tedavi edebilmek için adeta savaş verirken, acil durumlarda bile gerekli ilaçların bulunamaması durumu daha da kötüleştiriyor.
Gazze'deki sağlık sistemi, uluslararası belgelere göre, mevcut ilaç krizinin çözümü için yeterli kapasiteye sahip değil. Birçok hastane, temel tedavi yöntemlerini uygulamakta zorluk çekiyor. Ülkedeki ilaçların %40’ı ithalata bağımlı durumda ve bu durum, Gazze'deki sağlık durumunu kritik bir noktaya getiriyor. Özellikle kanser, diyabet ve böbrek hastalığı gibi yaşayan hastalar için gerekli ilaçlar, birer birer raflardan çekiliyor.
Sağlık uzmanları, ilaç eksikliğinin yanı sıra, hijyen koşullarının da son derece yetersiz olduğunu belirtiyor. Gazze'deki hastaneler, sürekli artan hasta sayısı ile başa çıkmakta zorlanıyor. Sağlık çalışanları, hasta yoğunluğu sebebiyle, günde 12 ila 14 saat çalışmak zorunda kalıyor. Doktorlar, birçok vakada hasta başına düşen dikkat oranının azaldığını ve bu durumun tedavi süreçlerini olumsuz etkilediğini vurguluyor.
Çatışmalar ve ambargolar nedeniyle Gazze’ye gelen insani yardımlar giderek azalıyor. Uluslararası Sağlık Örgütü ve diğer yardıma muhtaç kuruluşlar, durumu sürekli olarak raporluyor ancak, çözüme yönelik somut adımlar atılması konusunda yeterli ilerleme sağlanamadı. Gazze halkı, uluslararası toplumdan acilen yardım çağrısında bulunuyor ve bu bağlamda gerekli ilaç ve tıbbi malzemelerin temin edilmesi için desteğe ihtiyaç duyuyor.
Özellikle COVID-19 pandemisi sırasında sağlık sisteminin fragmanlık sebebiyle büyük bir çöküş yaşadığı, aşılara erişimin çok kısıtlı olduğu bültenlerde sıklıkla dile getiriliyor. Sosyal medyada ve uluslararası platformlarda konu hakkında yapılan paylaşımlar, Gazze halkının yaşadığı zor durumu gözler önüne seriyor. Birçok aktif sivil toplum kuruluşu, etkinlikler düzenleyerek bu durumu hafifletmek için farkındalık yaratmaya çalışıyor.
Gazze için belirsiz bir gelecek öngörmek oldukça zor. Ancak, gereken müdahaleler yapılmadığı takdirde, durumun daha da kötüleşeği aşikâr. Gazze halkı, sağlıklarını korumak için sebep olduğu kaygılara yönelik uluslararası dayanışma istemekte. Bu bağlamda, ilaç ve tıbbi malzeme yardımlarının artırılması, Gazze’nin sağlık sistemini ayakta tutmak için hayati önem taşıyor.
Sonuç olarak, 'Denizde bir damla' tabiri, Gazze’nin mevcut sağlık krizine en iyi şekilde karşılık verebilir. Bölgedeki sağlık sistemi ve hastalar için gerekli olan ilaçların düzenli temini, sadece siyasi bir meselenin ötesinde insani bir zorunluluk olarak görülmelidir. Uluslararası toplum üzerindeki sorumluluklar ve yardımların artırılması, Gazze’nin geleceği için büyük önem taşımaktadır. Her ne kadar bu süreç zorlu olsa da, Gazze halkının yaşam hakkı ve sağlığının korunması amacıyla verilen mücadele, asla göz ardı edilmemelidir.