Son günlerde Türkiye’nin başkenti Ankara, ani bir yağış sonucu meydana gelen sel felaketiyle sarsıldı. Kentin birçok bölgesinde ciddi su taşkınları yaşanırken, birçok ev ve işyeri su altında kaldı. Ankara Valiliği ve ilgili kurumlar, hasar tespit çalışmalarına hız verdi. Bu felaketin boyutları, göz önüne serildikçe hem uzmanlar hem de vatandaşlar kaygılarını dile getirmeye başladı. Ankara’nın sel felaketiyle sarsılan yüzü, şehrin altyapı sorunlarını bir kez daha gündeme getirdi.
Ankara'da etkili olan sağanak yağış, özellikle Altındağ, Mamak, Keçiören ve Çankaya gibi merkez ilçelerde büyük hasara yol açtı. Felaketin ardından, belediye ekipleri ve AFAD, bölgede temizlik ve kurtarma çalışmalarını başlattı. Çeşitli bölgelerdeki binalara ulaşım sağlamak için iş makinaları kullanıldı. Suya gömülen araçlar, iş yerleri ve evler, ekipler tarafından temizlenerek zarar tespit çalışmaları yapılıyor.
Özellikle Altındağ'da birçok evin bodrum katları sular altında kalırken, vatandaşlar evlerini terk etmek zorunda kaldı. Büyük bir korku içerisinde kurtarma ekiplerinin çalışmalarını izleyen mahalle sakinleri, ihtiyaçlarını karşılamak için yetkililere başvuruyorlar. Sosyal medya platformlarında paylaşılan görüntüler, felaketin boyutunu gözler önüne serdi; sokağa dökülen suyun ortasında kalan araçlar ve harabe haldeki evler, Ankara’nın yaşadığı bu zor anları belgeledi.
Uzmanlar, Ankara’nın altyapısının bu tür doğa olaylarına karşı yeterince sağlam olmadığını belirtiyor. Özellikle son yıllarda yaşanan yağış miktarlarının artışı, göletler ve dereleri doldurarak taşkınlara neden oluyor. Jeoloji mühendisleri, bu durumun yalnızca birikmiş yağmur sularından değil, aynı zamanda yanlış yapılaşmadan kaynaklandığını dile getiriyor. Zaman içerisinde şehirleşmenin getirdiği sorunlar, şehir planlaması ve altyapı eksiklikleri ile birleşince, felaketlerin önlenemez hale geldiğine dikkat çekiyorlar.
Yetkililer, muson ikliminin etkilerinin artmasıyla birlikte, bu tür sel olaylarının sıklaşabileceği konusunda uyarılarda bulunuyor. Bu nedenle, Ankara’da acil eylem planlarının revize edilmesi gerektiği ifade ediliyor. Gelecekte benzer olayların yaşanmaması için altyapı çalışmalarına hız verilmesi, yağmur suyu drenaj sistemlerinin güçlendirilmesi ve şehir içi su hatlarının düzenlenmesi gerektiği vurgulanıyor.
Ankara'da yaşanan bu sel felaketi, yalnızca bir doğal afet değil, aynı zamanda şehirlerin su yönetim politikalarının gözden geçirilmesi gerektiğini bir kez daha doğruladı. Bu tür olayların önüne geçilmesi için gereken adımların atılması, hem devlet hem de vatandaşlar için büyük bir önem taşıyor. Gelecek nesillere daha yaşanabilir bir şehir bırakmak için çalışmalara hız verilmesi elzem görünüyor.
Sonuç olarak, Ankara'da sel felaketi sonrasında ortaya çıkan manzara, sadece fiziksel hasarları değil, aynı zamanda psikolojik etkileri ve devletin afet yönetimindeki eksiklikleri de gün yüzüne çıkarmış durumda. Kamu kurumlarının, vatandaşlarla birlikte bu durumu aşmanın yollarını araması gerekiyor. Zarar gören vatandaşların, destek almak için başvuruda bulundukları süreçler hızlandırılmalı ve maddi manevi destek mekanizmaları hayata geçirilmelidir.